Perakende mağazalar için doğru aydınlatmayı seçmek önemlidir.
İster vurgulama, ortam, isterse genel aydınlatma olsun, seçtiğiniz ışıklar ve armatürler, müşterilerin, bir odanın duvar rengini, vitrindeki bir ürünün tonunu ya da çizgili bir giysinin rengini algılayışını –mavi ve siyahtan beyaz ve altına (gold)– değiştirebilir.
Yoksa mavi-turuncu muydu?
Bir perakende mağazada doğru aydınlatmanın öneminin üzerinde durabilmek için Şubat 2015’te kimsenin rengine karar veremediği elbise fotoğrafını hatırlayalım. Fotoğraf önce Tumblr’da yayımlanmış, oradan Buzzfeed, Twitter ve diğer pek çok medya ortamına atlamış ve viral olmuştu.
Kafası karışmış Twitter kullanıcılarının farklı değerlendirmeleri çılgın gibi yayılmıştı. Taylor Swift bile fikrini söylemekten geri durmamıştı. Elbisenin gizemi o kadar çok kişinin kafasını karıştırmıştı ki web’in sınırlarını aşıp ana akım haber programlarına ve elbiseyi beyaz-altın olarak görüp bu konudaki tartışmaların “arkadaşlıkları ve aileleri birbirine düşürdüğünden, bu nedenle kendisinin elbise giymediğinden” yakınan Ellen gibi talk show’lara bile bulaşmıştı.
Sonunda elbisenin satıldığı mağazadaki bir satış elemanı ve elbiseyi keşfeden kişi, elbisenin mavi tonlarında olduğunu doğrulamıştı. Peki o zaman neden bazı insanlar onu beyaz-altın veya mavi-turuncu gördü de gerçek rengini göremedi?
#TheDress’in patlamasından kısa süre sonra, Buzzfeed ve Wired olan biteni tam olarak anlamak için nörobilimcilere danıştı.
Görünüşe göre, her şey aydınlatmayla ilgiliydi. İnsan gözü ışığı algıladığında, baktığımız, göze giren ve retinaya çarpan her şeyi yansıtır. Daha sonra beyin görüntüyü işler, gözün gördüğünden seken ışıktan doğru rengi alır ve o rengi objenin gerçek renginden çıkarır.
Washington Üniversitesi’nde nörobilimci olan Jay Neitz, “Görsel sistemimizin ışık verici ile ilgili bilgileri atması ve gerçek yansıtıcılıkla ilgili bilgiyi ayıklaması gerekir,” diyor Wired’a. “Ancak ben 30 yıldır renk algısındaki kişisel farklılıklar üzerine çalışıyorum ve bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük kişisel farklılıklardan biri.”
Elbette aydınlatmadaki farklılıklar insanların renk algılayışını çarpıtabilir. Ve ortam rengine bağlı olarak renkler değişiyormuş gibi görünebilir, tıpkı #TheDress’in arka planında olduğu gibi.
Wired’ın fotoğraf ekibi, gerçek renkleri belirlemek için Photoshop kullandığında, ortamın çok şey ifade ettiğini keşfetti. Başlangıçta elbisenin beyaz-altın (gold) olduğunu düşündüler. Ancak görselin beyazı dengelendiğinde, beyaz olması gereken yerlerde hâlâ mavi tonlar ve altın olması gereken yerlerde hâlâ siyah tonlar vardı. Görsel, en koyu pikseline doğru dengelendiğinde, elbise mavi-siyah olarak ortaya çıktı.
“Görselde, dengelenmek üzere yola çıkılması gereken doğru noktanın, siyah nokta olduğu belirginleşmişti,” diyor Wired’ın kıdemli eski fotoğraf editörü Neil Harris.
Ortam değiştiğinde, algı da onunla birlikte değişiyor.
Hiç prova kabininde deneyip rengini beğendiğiniz bluzun, gömleğin, şortun, eve gelince bambaşka bir renkte olduğunu fark ettiğiniz oldu mu? İşte burada da olan bu.
Manşetleri işgal eden yeni bir internet viralinden kaçınmak için perakende tasarımcılarının mimarlar, aydınlatma tasarımcıları, marka yöneticileri ve vitrin tasarımcılarıyla koordineli çalışıp ürünlerini öne çıkaracak doğru renk spektrumunu belirlemeleri önemli.
Ve siz de bir tüketici olarak, satın aldığınız elbisenin gün ışığında farklı renkte olduğunu gördüğünüzde o elbiseyi değiştirmekten geri durmamalısınız.